Günlüğüm - 52

"Artık yeni bir şey yok. İcat edilecek her şey icat edildi."
Charles H. Duell, Amerikan Patent Dairesi Başkanı, 1899

Mr. Duell'in bu sözleri sarf etmesinin üzerinden yüz yıl bile geçmemişken hayatımızda çok şey değişti. Üstelik bu değişimlerin hepsi de teknolojik icatlarla oldu. Hele son on beş yılda tanık olduğumuz, hemen benimseyip günlük hayatımıza aldığımız, zaman zaman etkilerinden şikayet ettiğimiz akıllı teknolojileri düşünürsek...


Gitmeden önce internetten biraz araştırsam da karşıma böyle şeylerin çıkacağını tahmin etmemiştim. Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde, Dijital Devrim Sergisi son kırk yılda teknolojinin geldiği yeri göstermesinin de ötesinde onunla neler yapabileceğimizi ve nasıl çılgınca bizi içine alacağını anlatması bakımından ilginç ve dudak uçuklatıcı.
Sosyal medyada paylaştığım bazı fotoğraflardan belki görmüşsünüzdür; sergi salonunun ortasından başlıyorsunuz gezmeye ve bu bölüme "Dijital Arkeoloji" adı verilmiş. Bilin bakalım neler var?
Çevirmeli telefonlar, Commodor bilgisayarlar, siyah-beyaz tetris oynadığımız Gameboylar, Pac-Man oyun makineleri, televizyona bağladığımız çizgi oyun konsolları,...


Üstelik bunlar çocukluk anılarınızda yer etmişse durum daha da kötü... Ne de olsa arkeolojik bir kazı alanındasınız...

Bu alanın ardından başa dönüp bugünden geleceğe doğru yol almaya başlıyorsunuz. İşte en heyecan verici yolculuk burası. Üstelik her teknoloji simgesiyle etkileşim halindesiniz.



Sadece fotoğraf çekmek ya da izlemekle kalmıyor pek çok cihazı kullanabiliyorsunuz. Filmlerde yaratılan efektleri deneyebiliyorsunuz. Giyilebilen teknolojiler ya da içinde yer alabildiğiniz teknolojik alanlar gerçekten müthiş bir his yaratıyor.



Sergide dünyaca ünlü isimlerin eserleri yer alıyor. Müzisyen-girişimci will.i.am ve Björk, Inception filmiyle Oscar alan görsel efect tasarımcısı Paul Franklin ile Chemical Brothers, U2 ve Kanye West videolarının yönetmeni Chris Milk ve diğerleri...


Sergi programından yararlanarak bazı eserler hakkında kısaca bilgi vermekte fayda var...

Zach Lieberman, Play The World
Eser, ayaklı hoparlörlerin meydana getirdiği bir çemberin içinde yer alan standart 88 tuşlu bir klavyeden oluşmaktadır. Klavye üzerinde herhangi bir notaya basıldığında, Lieberman'ın yarattığı yazılım, dünyanın herhangi bir yerinde o notayı yayımlamakta olan radyo istasyonu anında tespit ederek sinyal yaymaktadır. Bu istasyonun bulunduğu yer de LED ekranda görüntülenmektedir.

Chris Milk, Treachery Of Sanctuary
Yeni bir sanatsal dili ortaya koymak amacıyla katılımcıların kendi bedenlerinin yansımalarının kullanıldığı, geniş kapsamlı, interaktif ve üç bölümden oluşan bir doğum, ölüm, başkalaşım hikayesidir.


will.i.am - Yuri Suzuki - Pasha Shapiro - Ernst Weber, The Pyramidi
Üç farklı enstrümanın robot makinelere dönüştürüldüğü ve Dreamin' About the Future adlı şarkıyı çaldığı bu çalışma, analog ve dijital müziği bir araya getirerek insanı sarmalayan ve içine çeken bir deneyim sunuyor. O gözler sizi her an izliyor.

             


Cutecircuit, S/K Koleksiyonu 2014
Koleksiyonda kullanılan incecik kumaşlarla bu teknılojiyi üzerinde taşıdığını fark etmiyorsunuz bile. Telefondaki bir aplikasyonla eteğinizin desenini değiştirmeniz mümkün, hem de son derece göz alıcı.



Mar Canet ve Varvara Guljajeva, Wishing Wall
Bütün bu teknolojinin içinde bence en naif ve mutluluk verici deneyim buydu. Dileğinizi fısıldıyorsunuz ve o sözleri ekranda bir kozaya dönüşüp içinden sizin kelebeğiniz olarak çıkıyor ve diğer kelebeklerle uçmaya başlıyor.


Sergi 12 Haziran'a dek devam ediyor. Kaç kişinin haberi oldu, kaç kişi gider, neden o kadar boştur bu muhteşem sergi... Bilmiyorum... Ben sadece gitmeli, görmeli diyorum...
Bilet fiyatları: Tam 30,00.-Tl - Öğrenci 15,00.-Tl


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güneş, Kum, Deniz ve Kitap

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Hangi Şehir Hangi Hikaye