Kaktüs ve Domates



Kaktüsü yıllardır tanıyorum, babam onu ilk kez bahçenin ortasına diktiğinde neredeyse avucumun içine sığacak kadar küçüktü. Yıllar içinde büyüyüp neredeyse benim boyumu aşan dev bir bitki oldu. Neden mi onu anlatıyorum? Belki çok uzun zamandır aileden biri gibi tüm yaşanmışlıklara şahit olduğu için belki de bir kaktüs olarak yaralarıyla birlikte büyümeyi, güzelleşmeyi bildiği için.
Yıllardır bahçemizin ortasında bir yandan büyüyüp ihtişamlı bir bitki haline gelirken bir yandan da diğer bitkileri hatta çiçekleri bile gölgede bırakır. Sadece bahçenin köklenmiş sakinlerine değil, bize ve bahçeye uğrayıp geçen hayvanlara da gözdağı verir. Çünkü ona yaklaşmak, onun yaşam alanına girmek acıyla mühürlenmiş bir yaraya sahip olmak demektir. Tırnak büyüklüğündeki dikenlerle çevrili yaprakları sessiz ama açık bir tehditle tırmalamaya hazırdır.
Şimdi ona hesapsızca meydan okuyan domates var yanında. Birkaç yıl önce annemin kaktüsün hemen yanına, kökünün bıraktığı boşluğa serptiği domates çekirdekleri büyüyüp fide oldular. O dokunulmaz görünen kaktüsü usul usul bir kenara itip kendilerine yer açtılar. Üstelik her yıl biraz daha fazla domates vererek kaktüsün üzerimizdeki otoritesini renkli, neşeli bir başkaldırışla sarsıyorlar. Annemin domatesleri, babamın kaktüsüne cesurca kafa tutuyor.

Yorumlar

  1. Fatma hanim'cim kaleminize yüreğinize sağlik, ne guzel anlatmissiniz farklı özellikteki bitkilerin kendi yapısina rağmen uzlasabilme noktalari bulmalarina baýildim; bir kaktüs sever, yetiştiricisi olarak..sevgiyle kitaplarla kalın..🍁🤗🧡

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güneş, Kum, Deniz ve Kitap

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Hangi Şehir Hangi Hikaye