Kayıtlar

nazım hikmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En İyi O Anlatır ve Çok Sever Kadınları

KADINLARIMIZ Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıç...

Nazım'ın Bilinmeyen Şiiri: YALNAYAK

Vera'ya yazmış. Birlikte kaçmak için buluşacakları istasyonda, onu beklediği anı yakalamış. Bir ucu bir kuyuda kaybolan rüzgârlı bir şosede/ bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak. yüzü saçlarıyla örtülü kavuşma saatımızın/ bir de ağır yürüyor ki deli olmak işten değil/ bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak/ ben de telefon direğine bağlıyım kollarımdan/ yüreğim de yorgun mu yorgun, duracak nerdeyse/ bir de alnıma bir su damlıyor aynı yere artsız arasız 18.01.2011