Kayıtlar

Bir Film, Bir Hayat, Birçok Yalan

Resim
Uzun zamandan sonra ilk kez bugün sinemaya gittim. Beyaz perdenin o büyülü dünyasını çok özlemişim.  Hangi filmi izledim?  Korsaj Öncelikle dönem filmlerini izlemeyi sevdiğimi söyleyerek başlamalıyım Korsaj'dan ve Sisi'den bahsetmeye. Bu filmi izleyene kadar Sisi ya da tam adıyla Elisabeth Amalie Eugenie, pek tanıdığım bir isim değildi, güzelliğiyle nam salmış bir imparatoriçeden başka bir anlam ifade etmiyordu benim için. Filmi izledikten sonra fırsat bulur bulmaz hayatı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için biraz araştırma yaptım ve Sisi'nin hayatının da Prenses Diana ya da Marie Antoinette gibi görünenden, anlatılandan, yakıştırılan sıfatlardan çok farklı bir hikayesi olduğunu öğrendim. Elisabeth Amalie Eugenie, Bavyera Dükü Maximillian Joseph'in dördüncü çocuğu olarak 1837'de dünyaya gelmiş, diğer kraliyet mensuplarının aksine Dük, aristokrasinin katı kurallarına ve yaşam tarzına pek de bağlı değilmiş. Elisabeth, doğayla iç içe bir yaşam sürmüş on beş yaşı

2022 Okuma Listesi

Resim
Fotoğraf, Bologna Salaborsa Kütüphanesinde çekildi ;) Geri sayım başladı, yarın gece yeni umutlarla başımızı yastığa koyacağız. Bugünden yarına mucizevi bir değişiklik olmasa da dilerim ki hepimiz için güzel günlerin başlangıcı olur 1 Ocak 2023. Adettendir ya hepimiz az çok geçtiğimiz bir yıl içinde neler yaptığımız düşünür, kendimizce bir değerlendirme yaparız. Ben de daha önce yaptığım gibi (Pandemi süresince yapmadığımı da yeni fark ettim :) bir kitap listesi yaptım. Bir kısmını atölyelerde olmak üzere 68 kitap okumuşum. "Ne okudun," diye merak edenlere ya da "Ne okusam," diye soranlara işte listemiz. 👇 Mucizevi Mandarin, Aslı Erdoğan Bozkır Çiçekleri, Selçuk Baran Bu Kitabın Yazarı Öldü, Bahar Yaka Bilinmeyen Adanın Öyküsü, José Saramago Ölülerle Uzlaşmak, Margaret Atwood Narziss ve Goldmund, Hermann Hesse Venedik'te Ölüm, Thomas Mann Sanatçının Kendine Yolculuğu, Nilüfer E. Güngörmüş Sevilen, Toni Morrison Karanlığın Yüreği, Joseph Conrad Kuzeye Göç Mevsim

Donmuş Bir Zaman: Unutkan Ayna

Resim
Yarın, atölye gruplarımdan birinde Gürsel Korat'ın Unutkan Ayna isimli romanını konuşacağız. Romanı ilk okuduğumda çok etkilenmiştim. O zaman yazılarımla destek vermeye çalıştığım Gamlı Baykuş Dergisi için yazarla bir söyleşi yapma fırsatı bulunca da çok sevinmiştim. Bugün romana dönüp yeniden bakarken üzerinden beş yıldan fazla geçmiş olan o sıcak yaz gününü anımsadım. Söyleşinin kaybolup gitmesine gönlüm razı gelmedi. Hep okunacak yazarlarımızdan biridir Gürsel Korat. *** Sabahın erken saati olmasına rağmen hava sıcak. Çok uzun zamandır gelmediğim Ankara’da trenden indiğimde büyük bir sürpriz karşılıyor beni. Yeni, modern, kocaman ve soğuk bir gar binası. Sağa sola bakınıyorum, neredeyim? Güzelim eski gar binasına ne oldu? Yeni binadan çıkıp, büyük bir sevinçle yıkılmadığını öğrendiğimiz eski gar binasına giriyoruz. Yanımda Aysel Karaca. Heykelin önünde Gürsel Korat’la buluşuyoruz. Bizi evinde ağırlamayı teklif ediyor. Eve doğru giderken Ankara’yı izliyorum arabanın camından. Ben

Bahar Geçmiş Yaz Geçmiş

Resim
En son Nisan'da yazıp karalamışım bir şeyler, sonra bahar geçmiş, yaz gelmiş geçmiş ve ben fark etmemişim. Nasıl derseniz? Hayat, der susarım. Peki bu arada ne yaptın, diye soranlara bu yazı. Mayıs'ta Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde romanının mekanları olan Combray, Normandiya ve Paris'e giderek ayak izlerinin peşinde dolanıp durduk edebiyat dostlarımla. Haziran'ın çoğunu Bursa, Nilüfer Belediyesi'nin konukseverliğinde Misi Yazıevi'nde geçirdim. Burada geçen günlerimin hasadını önümüzdeki yıl birlikte toplarız umarım. Temmuz ve Ağustos'u İstanbul'da savuşturuverdik. Okudum, yazdım ve saire ve saire. Yaz boyunca tatile gitmedim, bir kez olsun denize girme fırsatı bulamadım, yalnızca iki kez havuza girip çıktım. Yani öyle sıcak kumlardan serin sulara atlamak mümkün olmadı.  Ailevi sebepler diyerek geçmek istediğim ama aslında değirmen taşı gibi göğsümün üzerinde ağırlık yapan hallerden muztarip Eylül'e geldik. Yolumuz dikenli ve uzun, yürüyor