Gecenin Bir Vakti

Gecenin bir vakti, çarşamba henüz perşembeye dönmüşken bilgisayarın başında ne yapıyorum. Aslına bakacak olursanız çamaşır makinesinde dönüp duran çamaşırların yıkanmasını bekliyorum. Bir yandan da bu süreyi değerlendirip bu sayfaya yeni bir yazı eklemeye çalışıyorum. Aklımda ne yazacağıma ne söyleyeceğime dair herhangi bir fikir olmadığından kirli çamaşırların yıkanması meselesiyle başladım konuya. Eh bunu söylediğime göre yazıya konu olacak bir şeylerden bahsetmek, sadede gelmek zamanıdır. Son okuduğum, son aldığım kitaplardan bahsetmeye ne dersiniz? Yoğun bir atölye programım olduğundan bu sıralar okuduklarımın bazılarını yeniden okuyorum. Bu kimi zaman gerçek bir okuma kimi zaman ise hızlıca bir gözden geçirme oluyor. Sondan başlayıp geri gidelim. Bugünkü atölyede Jose Saramago'nun ölmeden önce yazdığı ve ölümünden sonra yayımlanan son romanı Kabil'i konuştuk. Okuyanlar bilir ki son derece kışkırtıcı bir romandır. Bize Kabil ile Habil'in hikayesini yaratılış mitinden ba