Masumiyetini Kaybetmemiş Bir Şehirden Notlar
İnsan kimi zaman gittiği bir şehri özler. 2016'da gezip gördüğüm, tadına vardığın Sinop'a dair bir zamanlar Vagon Dergi'de yayımlanan yazımdır. Gitmem gerektiğine ne zaman karar verdim bilmiyorum. Sinop, uzun zamandır görmem gereken yerler listesinin ilk sıralarındaydı. Sonunda Gökçeada’ya da birlikte gittiğim arkadaşlarımla üç ay önce oluşturduk rotamızı. Beni Sinop’a çekenin sadece meşhur cezaevi olduğunu söyleyemem. Belki zaman zaman kulağıma çalınan Sinop’a dair güzellikler, belki Karadeniz’in en az bilinen şehirlerinden biri oluşu, belki çocukluk arkadaşım Sema’nın anlattığı Sinop, belki atalarımın atalarının ruhu. Sinop’a vardığımızda sabah 07.00 sularıydı, hayat henüz başlamamıştı. Kahvaltı etmek için aklımıza ilk gelen yer meşhur Tarihi Yalı Kahvesi oldu. Surların etrafını dolaşıp kahveye vardığımızda bize bakan altı çift ihtiyar gözle karşılaştık. Kahvenin emekli müdavimleri sabahın o saatinde çoktan yerleşmişlerdi sandalyelere. Üstelik yiyecek bir şey de yoktu, si...