Pek de Umurumda Değil Kapının Üzerinde Unuttuğum Anahtar

Evde unutkan olduğuma dair bir söylenti dolaşıyor. Oysa söyledikleri gibi unutkan olmadığıma eminim. Hatta şöyle bir varsayımım da var; bana unutkan diyenler, söylediklerini sandıkları şeyi akıllarından geçirip de söylemeyi unuttukları için, böyle asılsız bir söylenti yayıyorlar kulaktan kulağa. Evet, kesinlikle haklı olduğumu biliyorum. Üstelik benim için önemli olan hiçbir şeyi unutmuyorum. Neden mi bu kadar önemli? Çünkü unutmaktan korkuyorum. “Unutmak; bir mezar kazmak, unutulması gerekenleri oraya gömmek ve üstüne işaret koymamaktır…” (1) İnsanın en büyük felaketi nedir, diye sorsalar “unutmak” derim. Ben o hastalıktan, unutma hastalığından bahsetmiyorum. Başka bir unutma benim kastettiğim. Unuta unuta yaşamın içinden sıyrılıp başa dönmek, hiçbir şey olmamış gibi yeniden aynı yolu yürümek. “Gelecek kimsenin umurunda olmayan, ilgisiz bir boşluktur, geçmiş ise yaşam doludur, kızdırır, başkaldırtır, yaralar, o kadar ki, bu yüzden onu yok etmek ya da yeniden yaratmak is...