Benim Küçük "Aşk Böceğim"


Her gün oğlumu okula götürmek ve akşam üzeri okuldan almak en önemli görevim. Bu bana henüz altı yaşlarını bile doldurmamış çocukların hayata bakışlarını kısacık anlarla da olsa gözlemleme fırsatı veriyor. Elbette her anne bu fırsata sahip ama benim işim yazmak. Aslında geçtiğimiz beş yıl boyunca oğlumla birlikte bizi gülümseten pek çok anı biriktirdik. Bunları süzgeçten geçirdiğimde daha iyi anlıyorum ki, henüz saflığı bozulmamış, yaşama alışkanlık kazanmamış bu küçük insanlar bizlerin çok kanıksadığı, farkında olmadığı durumları hayretle, şaşkınlıkla, önemle farkediyorlar. Sizin de fark etmenizi sağlıyorlar.
Çocukların gözündeki en gizemli, büyülü ve bir o kadar da kışkırtıcı konu AŞK.
Bugün oğlumu okula bırakırken kız arkadaşlarının ona "aşk böceği" diye seslendiğini fark ettim. Kulaklarıma inanamadım. Yanlış duymuş olabileceğimi düşünerek, çantamı toplama bahanesiyle biraz oyalandım, küçük hanımlarla oğlum arasındaki konuşmaları dinlemeye başladım. Evet, bir kaç kız arkadaşı ve oğlum birbirlerine "aşk böceği" diyorlardı. Ne düşüneceğimi bilemeden eve döndüm. Çocuğunuz, kendisinden beklenmeyecek bir olgunlukla konuşunca çevrenizdeki insanların hoşuna gider. Alkışlarlar, bak nasıl akıllı bir çocuk, bu yaşta neler söylüyor, derler. Oğlunuz böyle aşk meşk lafları ederse, vay çapkın olacak bu çocuk, diyerek paye verirler. Oysa benim içim acıyor doğrusu. Uzun süre düşünüp, oğlumun bu konuda ne düşündüğünü, ne hissettiğini ve ona nasıl yaklaşmam gerektiğini anlamaya çalışıyorum. İşte size fazladan bir mesai daha...
Akşam üzeri okuldan dönerken aynı saheler tekrarlandı. Eve geldiğimizde duyduklarımın doğru olup olmadığını sordum kendisine. Evet, bana öyle diyorlar çünkü ben onlara hep aşkla ilgili şeyler anlatıyorum, dedi. Hadi buyrun... Ona aşkla ilgili ne anlattığını sorduğumda verdiği cevap daha ilginçti: "Böyle şeyleri seninle konuşamam anne, bu benim sırrım. Ben senden sırlarını anlatmanı istiyor muyum?"
Eminim benim gibi pek çok anne "aman Allah'ım" diyerek cevapsız kalırdı. Ben böyle anlarda tümüyle tükeniyorum. Bu çocuklar neden bu kadar çabuk büyüyorlar. Bu yaşta sırları, aşkları, kırgınlıkları var. Eğer şimdiden ergenliklerini yaşamaya başlarlarsa hayattan beklentileri, amaçları, hedefleri çok çabuk bitip gitmeyecek mi? Bu soruların yanıtları yok. Ne ben ne de bir başkası çocuklarımızın erken yaşlarda birer yetişkin olmasına engel olabilecek. Eğer bir anne olarak gücüm olabilseydi, onun sorularına cevap vermeden önce, yeterince çocuk kalabilmesini sağlamak isterdim. Ama sanıyorum benim küçük "aşk böceğim" çok çabuk büyüyecek. :)
18.10.2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"

Bir Ölünün Defteri - Halid Ziya Uşaklıgil

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan