Sokağın Birinde


“Hiç değişmemişsin.”
“Sen değişmişsin”
“Aradım birkaç kez”
“Numaramı değiştirdim”
“Neredesin şimdi, nerede oturuyorsun?”
“Suadiye’de”
“Neresinde?”
“İşte… Sokağın birinde”
“Sokağın birinde demek”
“Sen nasılsın? Eşin nasıl, baba oldun mu?”
“Hayır, ne baba oldum ne de birine eş.”
“Ayrıldınız mı?”
“Evet”
“Üzüldüm”
“Benim için üzülme. Sonra evlendim ben bir kez daha ve yine boşandım”
“…”
“İş, güç, neler yapıyorsun?”
“Yazıyorum. Öyküler falan işte…”
“Bizi de yazdın mı? Benim için mesela…”
“Neden?”
“Keşke …”
“Gitmem gerek. Kızımı okuldan alacağım.”
“Kusura bakma, tuttum seni”
“Hoşça kal”
Ardıma bakmadan kaçıyorum yanından. Yazdığım her sözcük senin için, demiyorum. Söyleyemiyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Bir Ölünün Defteri - Halid Ziya Uşaklıgil