Günlüğüm - 18

Füruzan ile Sözünü Sakınmadan

Dün akşam Semih Gümüş ve Ömer Türkeş Sözünü Sakınmadan etkinliğinde Füruzan'ı konuk ettiler. İstanbul Modern'in lobisinde oldukça kalabalık bir gruptuk ve keyifle katıldık bu güzel sohbete. Söyleşinin videosu bir kaç gün içinde yayınlanır zaten. (http://www.sabitfikir.com/soylesi/furuzanla-sozunu-sakinmadan-videoBöylece ben de yeniden yeniden izler ve belki de kaçırdıklarımı yerine koyarım. Üzerinden neredeyse bir gün geçmesine rağmen hala aklım sevgili Füruzan'ın sözlerine takılı duruyor. Benim dimağımdan süzülüp de gelen, kulağıma küpe diye takacaklarım var ki altını çizmek için günlüğüme yazıyorum. İşte Füruzan'ın söylediklerinden benim anladıklarım...
- Kendi ismini kitabın kapağında görmek için yazanlar var. Ama asıl olan metindir ve yazar kendini, ortaya koyduğu metnin gerisinde tutabilmelidir.
- Türkçe çok eski, yaşayan, derinliği olan, yazarın istediği her şeyi anlatabileceği çok zengin bir dil. Önemli olan dilimize sahip çıkabilmek, koruyabilmek, zenginleştirebilmek.
- 19.yy Rus Edebiyatı, özellikle insanı konu alan, insanı, hallerini anlatan büyük bir dağdır. Ve bu edebiyatın ardından Sovyet Devrimi gelmiştir.
- Felsefe hayatın her anında olan, insanla var olan, bir bilimdir. İnsan okuyup belli bir bilince eriştikçe kendi de felsefe yapmaya başlar :)
- Okullarda verilen kitap listeleri belki de öğrencileri okumaktan uzaklaştırıyor. İnsan özgür olabilmeli. Seçimlerini kendi yapabilmeli. Füruzan kendi seçimlerini yaparak eğitmiş kendini ve çok başarılı olmuş.
- Bir durumu anlatmak için mutlaka onu yaşamanız gerekmiyor, önemli olan dokunabilmektir.
- Kimseye başucu kitapları tavsiye edemiyor Füruzan. Öyle çok ki okunması gerekenler, bir oda dolusu, bir ev dolusu... Ama benim anladığım şu ki 19.yy Rus Edebiyatından başlamak gerekiyor.

Sabit Fikir'e teşekkür ederiz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Bir Ölünün Defteri - Halid Ziya Uşaklıgil