Günlüğüm - 43

Birkaç gün önce Lana kahve falıma bakmıştı. Bir kadın var dedi, karnı şişmiş, hasta. Gerisini söylemedi. Yine de sen aklıma hiç gelmedin. Oysa ne zamandır çaresiz dertle pençe pençe savaştığını biliyordum. Yine de yakıştıramadım sana o karanlık uykuyu. Eşin Gölcük'ten sağ salim kurtulmuştu ne de olsa, Azrail'in artık peşinizi bıraktığını sanıyordum. İyileşecektin, son gelen haberler ne kadar da umutvardı. Ayağa kalkacaktın, annenin boynuna sarılacaktın, mahcup gülümsemen ve iyilik dolu zeytin gözlerinle "çok şükür" diyecektin. Çocuklarının mürüvvetini görecektin daha... Seni görünce utanacaktım; arayamadım, elim varmadı, diyecektim. Sen her zamanki nezaketinle affedecektin beni. Tanrı sevdiği kullarını yanına alırmış derler, keşke seni bu kadar sevmeseydi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Bir Ölünün Defteri - Halid Ziya Uşaklıgil