Öykümü Kitabınıza Almayın!

Mart ayında bir e-posta aldım. Yazarlık yolumda bana çok emeği geçmiş sevgili hocam ve dostum şöyle diyordu: “Aşağıdaki projeye bir öykünü gönder.”

O aşağıdaki projenin tanıtım bültenini okumaya başladım:

Camgöz Yayınları’nın toplam 20 kitaplık öykü-seçkisi dizisinin ilk kitabı “Aşk Öyküleri” Haziran 2011’de yayımlanacak. Kitabı Tuncay Takmaz ve Kadir Aydemir birlikte yayına hazırlıyor.

KATILIM ŞARTLARI

– En az 1, en fazla 3 sayfalık “aşk öykünüzle” kitaba katılabilirsiniz.
– Öykünüz 12 punto Times New Roman karakteriyle tek ya da 1.5 aralık boşlukla yazılabilir.
– Yollayacağınız öykü daha önce basılı-sanal hiçbir yerde yayımlanmamış olmalı.
– Yollayacağınız öykü size ait olmalı.
– Öykünüzle birlikte güncel özgeçmişinizi ve iletişim bilgilerinizi iletiniz.
– Son katılım tarihi 1 Mayıs 2011’dir.
– Diğer katılım şartları-sözleşme yayınevine ulaşan öykünüz beğenilir ve yayıma uygun bulunursa size mail ile bildirilecektir.

Kadir Aydemir’i Yitik Ülke Yayınları’ndan bliyorum. Tuncay Takmaz’ı tanımıyordum ve internette şöyle bir aradım. Sanatın bir kaç dalına konmuş bir isimdi. Sonuç olarak bildiğim isimlere güvenerek bir öykümü gönderdim. Bir süre sonra öykümün “değerledirmeye alındığı” bilgisini veren bir e-posta aldım. Ardından beni “Öykü Sepeti” isimli bir siteye üye yaptıklarına dair bir başka e-posta daha aldım. Eeee ne var bunda? Hayır, elbette buraya kadar bir şey yok.

Bir kaç gün önce gelen bir e-posta, öykümün sözkonusu kitapta yayınlamaya değer bulunarak seçildiğini ve bana verilecek 10 kitapla birlikte diğer masraflar için 100.-Tl. ödemeyi kabul ettiğimi bildiren bir sözleşmeyi onaylayarak taraflarına iletmem gerektiğini bildiriyordu. İşte sorun burada…

Bu projeye kaç öykü gönderildiği belli değildi, kaç öykünün seçildiği belli değildi, en önemlisi neden ilk duyuruda bunun ücretli bir katılım olacağı belirtilmemişti… İsmini duyurma mücadelesi veren pek çok kişi bir sürü yol deniyor. Biliyorum, ben de o yolları denedim, denemeye devam ediyorum. Kalemine güvenen bir yazarın kendi kitabını bastırmasına da karşı değilim. Olabilir, bugün adını saygıyla andığımız pek çok usta bu yolu denemiştir. Hatta Victor Hugo bile :)Ama bir yayınevi “gibi” ortaya çıkıp, bir proje duyurusu yapıp sonra da maliyetin neredeyse iki katını katılımcılara yükleyerek para kazanma yolu aramak, en hafif tabiriyle “saygısızlıktır”.

Bana gelen sözleşmeye şöyle bir cevap verdim:

Sayın İlgili,

Sözleşmenizi okudum. Kitapta yer alacak öykülere telif ödemekten öte (bunu zaten beklemiyorduk, bu kitap bir referans olacaktı) onlardan ücret istemeniz seçicilik ve ciddiyet konusunda şahsımda kuşku uyandırdığı için projenizden çekilmeye karar verdim. Tarafınıza gönderdiğim öykünün (öykü adı: Aşık ile Maşuk – yazar: Fatma Burçak) yazılı iznim olmadan söz konusu kitapta ya da tarafınızdan başka her hangi bir mecra da kısmen ve/veya tamamen kullanılmamasını önemle rica ederim.

Cevabımı buradan yineliyorum ve dikkate almalarını diliyorum.

Fatma Burçak

fatmaburchak@gmail.com

http://fatmaburchak.wordpress.com

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"

Cenk Hikayeleri - Murathan Mungan

Bir Ölünün Defteri - Halid Ziya Uşaklıgil